ÜNSAL OSKAY - page 27

Antalya'ya giderdi. Babam orada bile işçi
paydos edince çalışırdı. Gündüz amele gibi
çalışırdı. Geceleri de gaz lambasında, o
yıllarda elektrik yok tabii, oturur bir şeyler
okurdu. Rum radyosu çalar, babam da okur,
yazar, bir şeyler yapar. Telefon yok, radyodan
başka hiçbir şey yok düşün. Bodrum'da
elektrik yok. Eğlenmek için sadece seyyar
sinema gelirdi, oraya götürürdü. Bodrum'da
bile bizi sinemaya götürüyordu.
Ha�rlıyor musunuz filmleri?
Yılmaz Güney filmi olursa götürürdü
muhakkak. Onu seviyordu. Umut'a da beni
babam götürdü. Biz sıkıldık tabii. Uzun uzun
anla�; "Bundan sıkılmayın, bakın burada
insanların ne kadar haksızlığa uğradığı
anla�lıyor." Sinemalarda da bize pas�rmalı
sucuklu sandviç yapardı. İnsanlar cık cık
yaparlardı. Hiç aldırış etmezdi. Babamla
gi�ğim gibi bir daha hiç öyle sinemaya
gitmedim. Üniversitede de sinema okudum
üstelik.
Sonra evinde de 4‐5 ay kaldım babamın.
Kedisi vardı mırmır diye. Biraz da kedi
yüzünden çık�m. Çünkü kedi afet bir şeydi.
O 4‐5 aydan var mı anılar?
En çok ha�rladığım temizlik yapmama karşı
çıkıyordu. Bir gün fayansları siliyorum
mu�aktaki. Elime tel aldım başladım. "Ne
yapıyorsun" diye bağırdı. "Derhal o işi bırak,
git bir şey oku" dedi. Dedim bunu kim
yapacak? Hiçbir şekilde en ufak temizlik
yapmama izin vermedi. Ne zaman elime
süpürge alsam böyle yapardı. Ben seni
bunun için ye�ş�rmedim dedi. Evde yoksa
yapabiliyordum. Kesinlikle elime kitap
tutuşturuyordu. Babamla karşılaşırsın, ilk
sorduğu soru "ne okuyorsun?" olurdu.
Okuyamıyorum şu sıralar dersen çok
üzülürdü. Ben çünkü çok yoğun çalış�m
uzun yıllar. Hemen elime kitap verirdi. En
sevdiğim kitapları da babam vermiş�r. Hiç
okumasam da olur dediğim bir şey
çıkmamış� yani.
Hangi kitaplar mesela?
Mesela Gore Vidal'in eserleri benim başucu
kitabım olmuştu. Her zaman herkese tavsiye
e�ği 90‐100 kitabı vardır onun. Hediye de
ederdi bana. Kütüphanesine girip bir şeyi
beğendin mi çok nadirdir ki al demesin.
Hemen al derdi. Herkese de böyleymiş, sırf
bana da değil. Herkes kolları kitap dolu
çıkıyordu.
Çünkü yayınevlerinden de
geliyordu ona. Çoğu gelen şeyi okumuş
olduğu için evde birik�rmek de istemiyordu.
Buna rağmen çok muazzam bir kütüphanesi
vardı. Daha sonra Çınar o kütüphaneyi Yakın
Doğu'ya verdi. Bana bir mitoloji sözlüğü
hediye e� mesela. İlyada'yı, Homeros'un
her şeyini, 15 yaşında vermiş�r.
4‐5 ay yanında kalmışsınız. Bir günü nasıl
geçerdi?
Okula gidiyordu sabah. Gene güç uyanarak.
Firuzağa kahvesine giderdi. O zaman sadece
mahalle kahvesiydi. Orada ahbapları olurdu.
Ta�l günü ise de eskicilerin peşine düşerdi.
Babam eskicilere gidip mobilya alıp geliyor,
yeni şeyi kapının önüne a�yor, �treyen bir
şeyi koyuyor. Bizim ev 1900'ler gibi bir ev
oldu sonunda. Yatak alıyor �triyor. Karyola
öyle, avizeler yarısı kırık kullanılmış, bunları
asıp mutlu oluyordu. Lüksü sevmezdi.
Ölümüne yakın zamanlarda sahile yakın
güzel yerlere götürmek isterdim. Bir iki kere
de götürdüm. Bildiğin mutsuz oldu.
Sevmiyordu yani. Babam çayın bir liraya
1...,17,18,19,20,21,22,23,24,25,26 28,29,30,31,32,33,34,35,36,37,...38
Powered by FlippingBook