ÜNSAL OSKAY - page 18

Ünsal Oskay ile tanışmanız nasıl oldu?
Hocayı ilk görüşüm derste oldu tabii. Marmara İle�şim'in
o zamanki en büyük sını� olan 401'deki dersinde. 1995
yılıydı ve senenin ilk dersleri olduğu için sınıflar çok dolu
olmazdı. Sonra zamanla diğer derslere ilgi azalsa da Ünsal
Hocan'ınkine rağbet aynı şekilde devam e�. İlk anım,
herhalde ilk ders�. Hoca sınıfa girdi, yavaş yavaş
aramızdan geçip kürsüye ulaş�. Sessizlik oldu, herkes onu
izliyordu. Önce ceke�ni çıkardı, aheste aheste gömleğinin
kol düğmelerini çözdü, ardından yine aynı ağırlıkla
kollarını kıvırdı, sonra sanki soyunmaya devam edecekmiş
gibi elini kemerine a�nca tüm sını�an kahkaha koptu.
Böyle bir başlangıç, sınıfla bir bağ kurmasını sağladı ve
böyle de devam e�. Hocaya dair ilk anım galiba bu.
Öğrencilik haya�nızda onunla ilgili ne düşünüyordunuz?
Solcu bir öğrenciydim ve tabii ilk derslerden i�baren
Marksist bir bakış açısına sahip olduğunu ifade
etmesinden dolayı, örneğin sosyoloji alanında ilk
okunacak kitap olarak Komünist Manifesto'yu
önermesinden kaynaklı olarak büyük bir sempa�
uyanmış� bende. Ama bunu bir par�zanlık sergilemeden
yapabildiği için, söylediğim gibi, tüm öğrencilerde de ciddi
bir ilgi uyandırabiliyordu.
Ama çok kri�k bir anda, dekan olduğu dönemde, 1999
depremiyle hasar gören binamızın Koç'a sa�lması söz
konusu olduğundaki duruşu çok önemli olmuştur.
Fakültede ciddi bir öğrenci mobilizasyonu olmuştu ve
hoca oturma eylemi yapan öğrencilerin karşısında, �pkı
bir mi�ngde konuşur gibi, onları desteklediğini ve hiçbir
yere gitmeyeceğimizi ifade etmiş�. Aynı günlerde kan�n
işgali olduğunda da buna müdahale etmemiş�. Ha�a
benim de yeni mezun ve taze asistan olarak orada
bulunmamı desteklemiş�. Hocanın duruşu, o zamanlar
dekan yardımcılığı yapan Prof. Dr. Nurçay Türkoğlu'nun
tutumu, öğrencilerin tepkisi ve Eği�m‐Sen'in desteğiyle
binamızda kalmayı başardık.
Sını�a nasıl bir hocaydı? Dışarıda nasıl bir insandı?
Hem sını�a insan, hem dışarıda hocaydı demek doğru olur
herhalde. Derste ansiklopedi denebilecek bilgi dağarcığını,
tarih ve teori bilgisini bizimle paylaşırken, gündelik
haya�na, deneyimlerine dayalı, kimi zaman gayet özel,
bazen de müstehcen konuları açmaktan çekinmezdi. Bu
pas�rmanın alüminyuma sarılıp buzdolabında uzun süre
bekle�lerek nasıl enfes bir rakı mezesi olabileceğinden
tutun da eski eşleriyle ilişkilerine kadar uzanabilirdi.
Ağlamaktan çekinmezdi. Birkaç defa ağladığını gördüğümü
ha�rlıyorum ama bu da özel meselelerden ziyade daha
tarihsel
konulara ilişkin duygulanımlar vesilesiyle
oluyordu. Özellike de Çin Devrimi. Yanılmıyorsam Douglas
Fairbanks'in Çin Devrimi hakkında kitabını da çevirmiş
olmasından dolayı konuya belli bir yakınlık duyuyordu.
1...,8,9,10,11,12,13,14,15,16,17 19,20,21,22,23,24,25,26,27,28,...38
Powered by FlippingBook