ÜNSAL OSKAY - page 8

A.A: Herkesle konuşurdu ve herkese değer
verirdi.
G.A: Herkesle de aynı biçimle konuşurdu
ama. Rektörle de aynı şekilde, Mustafa
Abi'yle de aynı şekilde, öğrenciyle de öyle.
Yani
sını�na göre kendi
jargonunu
belirlemezdi. Herkese aynıydı. Bacak bacak
üstüne atmış oturuyor diyelim, şuradan
herhangi biri gelse toparlanırdı.
A.A: Rütbesi statüsü ne olursa olsun herkese
saygı gösterirdi. Genel olarak insana çok
saygı gösterirdi.
G.A: İyi insana tabi, doğru insana. Gerçekten
insan sıfa�nda gezinenlere de çok dürüs�ü
yani yüzüne karşı.
A.A: Kızdığı insanlar vardı tabii ki, haklı
olarak.
G.A: "Seni haya�mdan çıkardım, elini bir
daha sıkmayacağım" derdi.
A.A: Yalnız ben bir dersten çok ilginç bir şey
ha�rlıyorum. Ünsal hocanın ilginç bir duruşu
vardı. Ünsal Hocanın dersinde bir öğrenci
kadınlara yönelik düşünceleri hakkında bir
eleş�ride bulunmuştu. "Hocam ama çok
maço değil mi bazı ifadeler" diye. O da "On
bin yıllık tarihi
ben tek başıma
değiş�remem" demiş�. Çok net ha�rlıyorum
çok ilginç gelmiş� mesela. Bunun üzerine
düşünmüştüm.
G.A: Ünsal hoca teori dünyasında kalan bir
adam değildi. Hep söylediği bir şey vardı:
"İnsanın yabancılaşması." Kendi dünyasında
aşmaya çalışan bir adamdı ve çok da güzel
beceriyordu bunu. Kol gücü dediği şeyi
muazzam becerirdi. Mesela bodrumdaki
yazlığını nasıl yap�ğını anla�rdı. Bedenen
çalışırdı. Ba�k işine girmiş bir ara. Kumaş
boyama falan öğrenirdi. Mesela dolaşır bir
kuyu görür, o kuyu nasıl örülmüş çağırır
birini sorardı. Yani dünyaya karşı, insanın
yara�ğı şeylere ve emeğe dehşet bir merakı
vardı. Bir ahşap nasıl olmuş diye bakardı,
incelerdi, sorardı. Ve bedenen çalışmayı çok
severdi. Yani doğada taşla, ağaçla oynamayı,
işlemeyi. Bu entelektüel camianın pek sahip
olduğu bir örnek değil. Ünsal Hoca onu her
yönüyle yapardı. Sartre'ın bir sözüdür,
başkası için söylemiş�r ama Ünsal Hoca için
de yakışıyor; "İnsan potansiyeli olan bir
varlık�r." Bunu çok ilerilere taşımış bir
adamdı. İnsan olmak nasıl bir şeydir? O
potansiyeli sonuna kadar götürebilmiş, hem
zihinsel hem de emek gücüyle. İnsan olmayı
çok iyi başarmış bir adamdı.
A.A: Humoru çok güzel kullanırdı. Çok
önemli. Bize de çok söyledi bunu. Sık sık
söylerdi. "Humoru kullanmayı iyi bilin çünkü
hakikate insan katlanamaz" derdi. Hiç kolay
değildir hakika� anlatmak.
İnsanları
güldürdüğünüz sürece hakika� dinlemeye
biraz olsun hazır olurlar.
G.A: Bir eleş�ri biçimiydi mizah onun için.
G.A: Okuduğu hiçbir sa�rı unutmamış gibi
gelirdi bana. Öyle isimler, ölçüler, birimler...
Mesela Akdeniz �care�nden bahsederdi.
Kaç tane gemi, hangi Akdeniz limanından ne
alır, ne kadar yük alır, ne kadar sürede
Venedik'e varır?
1,2,3,4,5,6,7 9,10,11,12,13,14,15,16,17,18,...38
Powered by FlippingBook